
Saç ekimi

Saç Ekimi
Saç Ekimi Nedir?
Saç ekimi, saç dökülmesi sorunu ya da saç kaybı yaşayan kişilerde seyrelme ve kellik sorununa doğal ve kalıcı bir çözüm yoludur. Saç kökünün artık aktif olmadığı, saçsızlığın oluştuğu alanlara sağlıklı saç köklerinin mikro cerrahi yöntemlerle nakledilmesi işlemine saç ekimi adı verilmektedir. Saç ekiminde dökülen bölgeye, hastanın kendi sağlıklı saçları eklenmektedir. Saç ekimi tamamen kişiye özel planlanır ve uygulanır. Saç ekimi operasyonuyla hastanın genellikle ense bölgesindeki dökülmeye dirençli saç kökleri toplanır ve seyrelme olan ya da tamamen dökülmüş olan kısımlarda açılan kanallara ekilir. Amaç; baş bölgesinde ekim yapıldığı belli olmayacak doğallıkta, kalıcı bir şekilde saçlı görünüm kazandırmaktır. Saç ekim işlemi aslında küçük bir cerrahi operasyondur. Bu nedenle uzman ve bu konuda deneyimli doktorlar ve ekip tarafından hastane ortamında yapılması en güvenli yoldur. Saç ekimi uygulaması ile kişiye kendi saçları hiç dökülmemiş gibi kalıcı olarak kazandırılmaktadır. Saç ekiminde amacımız; kişiye modern tıbbi uygulamalarla konforlu bir şekilde doğal saçlı görünümü tekrar sağlamaktır.
Saç ekimi kimlere uygulanabilir?
Günümüzde 50 yaş üzeri erkeklerin neredeyse yüzde 50’si saç dökülme sorunuyla karşı karşıya kalmaktadır. Dolayısıyla saç ekimi erkekler için en çok uygulanan kozmetik cerrahi olmaktadır. Saç kaybı, sadece erkeklere özgü bir durum değildir. Birçok kadın da saç kaybı ya da seyrekleşme sorunu yaşayabilmektedir.
Neden saç kaybı olur?
Saç kaybının en önemli nedenlerinden biri genetik kodlanma özelliğidir; ancak ilerleyen yaş, travmatik yaralanmalar sonrası veya çeşitli tıbbi rahatsızlıklar sonucunda da oluşabilmektedir. Doktor kontrolü ile teşhisi konulduktan sonra donör saha da yeterli saç kökü olan tüm kişilere saç ekimi başarılı bir şekilde uygulanmaktadır.
Sadece kafa derisi değil kaş, bıyık ya da sakal gibi vücutta kıl olan tüm bölgelerdeki kayıplarda da ekim yöntemi başarılı bir şekilde uygulanabilmektedir.
Saç ekimi nasıl yapılıyor?
Uygulamada genellikle enseden alınan saç kökleri, hedeflenmiş saçsız bölgeye ekilmektedir. Alınan bu saç köklerine greft denilmektedir. Seyrek olarak bazı durumlarda kişinin ensesinde ya da şakak bölgesinde yeterli yoğunlukta sağlıklı saç bulunmamaktadır. Bu gibi durumlarda kişinin kolları ya da göğüs duvarı gibi kıl içeren başka bölgelerinden de saç kökü alınabilmektedir. Uygulama, saç kaybının miktarına bağlı olarak bir kaç saatte gerçekleşmektedir. Saçsız alan çok büyük ise tedavinin tamamlanması için bir kaç seans gerekebilmektedir.
Genellikle müdahale sedasyonla lokal anestezi altında yapılmaktadır. Saç ekiminden sonra baş kısmına özel bir bandaj uygulanmaktadır. Kişi 1-2 saat sonra taburcu edilmektedir. Çok az görülse de ağrı durumlarına karşı ağrı kesiciler ile kontrol sağlanmaktadır. Genellikle 3 günlük ev istirahatı sonrası baş kapalı olacak şekilde iş hayatına dönülebilmektedir. İlk pansuman 5. gün yapılmaktadır.


Diğer Sıkça Sorulan Sorular
Saç ekimi yaptıran bir kişi yeni imajına bir an önce kavuşmak ister. Saç ekimi sonrasında iyileşme sürecinin bitmesiyle ekilen saçlar 2-3 ay içinde hemen uzamaya başlar ancak istenilen doğal halini alması yaklaşık 1 yılı bulmaktadır. Bu süreç, kişiden kişiye göre değişmekle birlikte, saçın yapısına ve çevresel etkilere göre bu süre kısalabilir.
Saç ekimi sonrasındaki ilk 2 haftalık süreçte, yeni ekim yapılan bölgede oluşan ufak yaralar kabuk bağlayarak iyileşir. Ekilen greftler, yeni yerlerine bu dönemde tutunur ve uyum sağlarlar. Şok dökülmenin hemen arkasından da normal büyüme döngüsüne giren saç kılları ayda 1 – 2 cm. kadar uzarlar. Bu süreçte doğal formuna daha kavuşamamış olan köklerin çıkarttıkları ilk dönem saç kılları, normal saç kıllarına nazaran daha biçimsiz ya da daha zayıf olabilmektedir.
Saç ekiminde geçici dökülme ilk iyileşme sürecinin hemen ardından saç tellerinin normal büyüme formuna kavuşabilmesi için gerekli olan bir süreçtir. Bu süreç saç ekimi operasyonunun ardından yaklaşık 1 ay sonra başlamaktadır. Geçici dökülmenin başlama ve bitiş zamanı bünyeden bünyeye göre değişebilir. İkinci aydan itibaren geçici dökülme sona erer ve saç kökleri büyümeye başlar. Dördüncü ayda saç telleri uzar ve belirli bir şekil almaya başlar, altıncı aya gelindiğinde, saç kökleri yüzde 45 ile 80 arası çıkar. Kişinin saçları çıplak gözle rahatlıkla fark edilir, sekizinci ay ve sonrasında normal büyüme döngüsüne giren olan saç kökleri, gürleşir, kalınlaşır ve doğal formunu almaya başlar. Bazı kişilerde ortaya çıkabilen kıvırcık saç sendromu sekizinci ay sonrasında ortadan kalkar, 12 ay sonunda saç kökleriniz artık doğal seyrinde büyümeye devam eder.
Saç kökleri, ekildikten 10 gün sonrasında ekildikleri yere oldukça sağlam bir şekilde adapte olurlar. Tabii ki bu on günlük süre sonrasında da 5 gün kadar, yani ilk 2 hafta, operasyon sonrası bakım kurallarına uymak gerekli ama saç köklerine 10 günden sonra zarar vermek biraz zor. Ancak kafanın ekim yapılan alanı bir yere çarpılırsa; kökler elle ve bilerek zorla çıkarılırsa saç kökleri zarar görür. Bu sırada zaten kanama olacaktır. Bir de saç ekimi sonrası oluşan sert kabuklanmalar var. Hastalarımız sık sık sorarlar hocam bunlar zarar verir mi diye. Bunlar ekim alanında kuruyan ve kalın bir tabaka oluşturabilen kan pıhtılarıdır. İlk 2 haftadan önce bunları tırnaklamak ya da temizlemek için fazla basınçla yıkamak ya da zorla koparmak ekilen saç köklere zarar verebilir. Greftlerin dışarı çıkmasına ve saç kaybına neden olabilir .
Operasyon sonrası dönemde yıkama çok önemli: ilk hafta çok nazik ve neredeyse hiç basınç yapmadan parmak uçlarıyla ekim alanı yıkanmalı. 2. Hafta biraz daha fazla basınç uygulanabilir ve hafif masajla saçlar yıkanabilir.
Saç ekimi işlemlerinde; iz bırakmayan FUE ya da ensede hafif bir iz bırakabilen yöntemleri başarıyla uygulanmaktadır. FUE yönteminde saç kökleri tek tek alınarak eksik olan bölgelere ekilirken, yönteminde enseden saç içeren bir deri hattı çıkarılmaktadır. Saç ekimi yapılacak kişinin, verici alan olarak kullanılmak üzere başarkası ve yan taraflarında sağlıklı saçları olmalıdır. Saç rengi, sertlik derecesi, dalgalı ve gür olması gibi diğer faktörler de yapılacak işlemin sonucunu etkilemektedir.
Hangi yöntemin tercih edileceğine saç ve kafa deri analizi sonrası kişinin de öncelikleri göz önünde tutularak birlikte karar verilmektedir. Çoğunlukla iz bırakmayan FUE yöntemi tercih edilse de, bazı durumlarda yönteminin de uygulanması gerekebilmektedir. Saç ekimi sadece kellik için değil seyrelmiş bölgelerde saç yoğunluğunu artırmak için de uygulanabilir.
Saç ekimi ciddi bir cerrahi uygulamadır. Saç ekimi risklerinin en aza indirilmesi için hastane ortamında yapılmasında gerekir. Bu konuda iyi bir eğitim almış ve deneyimli plastik cerrahlar tarafınca gerçekleştirilmesi en iyi sonuçların alınması açısında çok önemlidir. Operasyonda saç ekiminin başarılı olabilmesi için ekilen saç köklerinin yerleştirildikleri bölgede hızlı bir şekilde kanlanması yani “tutması” gerekmektedir. Doğru bir teknik uygulandığı takdirde saç ekiminin başarı oranı oldukça yüksektir. Doğal bir görünüm için saçların kel olan bölgelere doğru mesafede, doğru açıyla ve doğru yoğunlukta ekilmesi çok önem taşımaktadır.
Ekilen saçlar, ekim işlemini takip eden bir kaç hafta içerisinde dökülmektedir; ancak bu normal bir durumdur. Çünkü dökülen saçlar 3-4 ay sonra tekrar çıkacaktır. Bu geçici dökülme düzeldikten sonra ekilen saç kökleri karakterlerini korur ve dökülmez. Fakat aynı bölgedeki orijinal saçlar zaman içerisinde dökülmeye devam edebilir ve saç yoğunluğunun azalmasında bağlı olarak gelecekte yeni bir saç ekimi planlanabilir. Cerrahi sonrası saç kaybı ilerleyici olarak devam edebilir. Özellikle de yeni saç çizgisi bölgesinde doğal olmayan bir görünüm meydana gelirse ileri dönemde yine artı bir cerrahi girişim gerekebilir.
Her tıbbi girişim gibi saç ekimi de uygun koşullarda yapılmadığında bazı riskler taşıyabilmektedir. Ancak saç ekimi uygulaması, deneyimli bir plastik cerrah tarafından hastane ortamında gerçekleştirilirse komplikasyonlar çok nadir görülmektedir. Saç ekimi uzun süren bir uygulamadır ve kelliğin derecesine bağlı olarak 1-2 yıllık bir süreçte birkaç ekim gerekebilir. Çok nadir olsa da istenilen enfeksiyon ve belirgin yara izi gibi komplikasyonlar görülebilmektedir. Operasyon sonrası ağrı kesicilerle kontrol edilebilen ağrı, rahatsızlık hissi, bir miktar morarma ve şişme izlenebilir. Saç alınan ve ekilen bölgelerde 2-3 ay içerisinde kendiliğinden düzelen hissizlik oluşabilir.
Saç ekimi tıbbi bir işlemdir fakat estetik yanı daha ağırlıktadır. Hastanın donör sahası iyi değerlendirilip ekim yapılacak alanda ön saç çizgisi natürel belirlendiği takdirde kişinin imajına uygun tarz oluşturulabilir. Bu yanı ile tam bir estetik işlemdir.
Erkeklerde ve kadınlarda 19 -20’li yaşlardan itibaren çeşitli nedenlerle saç dökülme sorunu yaşamış saç ekimine engel fizyolojik hastalığı olmayan ve donör alanında yeteri kadar folikülü olan her yaştaki tüm bireylere saç ekim operasyonu yapılabilir.
Fiziki gelişiminizi tamamlamışsanız,
Saç ekimine engel fizyolojik hastalığınız yoksa,
Başınızdaki donör sahada, yeterli sayıda ve uygun yapıda saç folikülü varsa,
Ekim yapılacak alanda saç kökü nakledilecek uygun boşluk oluşmuşsa saç ekimi için uygun adaysınız.
Saç ekim operasyonu sadece erkek tipi saç dökülmelerde değil; çeşitli hastalıklar sonunda oluşabilecek lokal boşluklara, yara izi, yanık izi, ameliyat dikiş izine de başarı ile yapılmakladır.
Saç ekimi kadınlarda da başarı ile uygulanmaktadır. Özellikle kadınlarda oluşan saçsız alanın büyüklüğü göz önünde bulundurularak tıraşsız ekim de yapılmaktadır.
En kısa sürede doktorumuzla ön görüşme sağlayabilir ve saç analizi yaptırabilirsiniz.
Saç ekim sonrası dikkat etmeniz gerekenler doktorunuz tarafından size anlatılacaktır.
Ekilen saçların doğal görünmesi için operasyonun konusunda uzmanlaşmış doktorlar ve uzmanlar tarafından yapılması gerekir. Doğru sağlık kuruluşunda deneyimli uzmanlar tarafından yapılan saç ekim operasyonlarında ekim yapıldığı belli olmayacak düzeyde doğallık sağlanabilir. Saç ekiminde uyguladığımız Safir ve DHI teknikleri ile saçlarda maksimum sıklığı hedeflemekteyiz. Ortalama bir insanın 1 cm karede 100 tane saç teli olmaktadır. Yeni tekniklerle biz 1 cm kareye 80 folikül yani saç teli sığdırabilmekteyiz. Hastanın hayalindeki görünüme en yakın sonuç elde edilmeye çalışılmaktadır. Bunu yaparken en başta alın çizgisi göz önünde bulundurulmaktadır.


Saç çizgisi kişiye özel anatomik bir hattır. Alın dokusunun bitip saç dokusunun başladığı alandan doğal saç sınırına göre belirlenir. Saç ekiminde en önemli nokta alın kasına dikkat edilmesidir. Alın kasına inilmeden, mimik kaslarına zarar verilmeden saç çizgisi istenildiği şekilde ayarlanabilmektedir. Geniş alınlı ya da saçlarının iki yanı çok boş olan kişilerde de alın çizgisine dokunulmadan saç hattı değiştirilebilmektedir. Hastanın yüz tipi, saç şekli, önceki saçlarının dökülme şekli ve alın kası, saçsız derinin durumuna göre istenilen şekil yapılabilmektedir. Hasta kendisine uygun olmayan bir saç tipi konusunda istekte bulunduysa, tıbbi zorunluluklar, yüzünün anatomik yapısı ve olası sonuçlarla ilgili bilgilendirme yapılır ve kendisine en uygun ön hat ve saç şekli belirlenir.
Saç ekimi konusunda uzman doktorun belirlediği operasyon tarzına göre tıraşlı ya da tıraşsız ekim yapılabilir.
Öncelikle saçlı doku ve ekim yapılacak alan planlanır. Saçlı doku işlemin seyrine göre planlanarak tıraş edilir. Lokal anestezi uygulanır ve saç kökleri mikro cerrahi aletlerle tek tek toplanır.
Saçlanması istenen alana saçın çıkış yönü, saçın çıkış açısı ve yoğunluğu göz önünde bulundurularak kanallar açılır.
Alınan kökler titiz ve hassas bir çalışma ile bu kanallara tek tek yerleştirilir.
Tüm operasyon süresince amaç; operasyon sonrasında ekim yapıldığı belli olmayacak doğallıkta sağlıklı ve kalıcı saç görünümünü sağlamaktır.
Ortalama 6 ila 8 saatte operasyon tamamlanır.
‘’Folicular Unite Extraction ‘’ teriminin kısaca söylemidir. Dökülmemeye kodlanmış (non androjenik) saç köklerinin yoğun olduğu ense ve kulak üstü bölgesinden kesme ve dikiş izi olmadan folliculer ünitelerin kişiye özel micro cerrahi aletlerle tek tek çıkarıldığı ve saçsız alanlara aynı gün nakledildiği yöntemdir. Lokal anestezi ya da hastanın talebine göre sedasyonla ( hiçbir ağrı acı hissetmeden ) yapılabilir.
Günümüzde FUE yöntemi innovatif, modern yaklaşımlarla farklı tarzlarda uygulanabilmektedir.
Saphire FUE
DHI Fue
Kıl kökleri tek tek ve kisiye özel mikro cerrahi aletlerle alındığı için operasyon sonrası 2-3 günde iyileşme tamamlanacak ve hiçbir iz kalmayacaktır .
Donör sahanızdan ekim yapılacak alanın ihtiyacına göre maksimum sac kötü transfer edilebilir.
Saç köklerinin dökülmemeye kodlanmış (non androjenik) tüm alanı homojen ve orantılı kök alınarak kullanılmaktadır. Böylece gelecek yıllarda donör sahanın tekrar kullanılması mümkün olur. Devam eden yıllar içerisinde kişinin ihtiyacı ve beklentisine göre yine aynı yöntemle ikinci veya üçüncü seans sac ekim operasyonları da yapılabilmektedir.
Safir kalemi ve DHI kalemi olmak üzere iki yöntem kullanılmaktadır. Bunlar ekme yöntemleridir. Her ikisinde de kök toplama yöntemi FUE adı verilen yöntemdir. Yani FUE başlı başına bir saç ekim yöntemi değil, kök toplama yöntemidir. FUE yönteminde kökler mikromotorlar aracılığıyla donör alanından teker teker alınmaktadır. Saç ekimi yöntemleri olarak ise Safir ve DHI kullanılmaktadır. Kökler alındıktan sonra DHI yöntemi tercih edilecekse DHI kalemleriyle saçlar deriye nakledilmektedir. Safir kullanacak ise önce safir kalemleriyle köklerin yerleştirileceği yerlere kanallar açılmakta, sonra alınan kökler kanallara yerleştirilmektedir. FUE bir kök alım yöntemidir. Ekim yöntemi olarak ise DHI ve safir kullanılmaktadır.
FUE yönteminde kökler teker teker alınır. Donör alanı minimum travmatize edilmektedir. Yara izi kalmaz. Sosyal hayata dönüş kısadır. Güvenli bir yöntemdir. Gerekli koşulları sağlayan kadın erkek her hastada uygulanabilmektedir. Küçük yaşta oluşan yara izi, yanık gibi bölgelere rahatlıkla uygulanabilir. Herhangi bir yaş sınırı yoktur ancak kalp rahatsızlıkları gibi bazı kronik hastalıkların varlığında hastanın doktorundan saç ekimi izni alması gerekmektedir.
FUE yöntemi minör bir cerrahi işlem olduğu için basit bir diş tedavisi işlemiyle aynı riskleri barındırmaktadır. Enfeksiyon gibi, nekroz gibi riskler nedeniyle steril hastane ortamında yapılması önemlidir.
FUE yönteminde günlük yaşama dönüş adımları nelerdir? Kaç günde iyileşilir?
İşlemin ardından 2 gün sonra hastalar ilk yıkama ve pansuman için merkeze gelmektedir. İşlemden sonra ilk 2 gün dinlenmeleri önerilir. 2. gün bandajlar çıkarılır ve ilk yıkama yapılır. Bunun ardından günlük yaşama dönülebilmektedir. İlk yıkamadan son yıkmaya kadar yani 7-10 günlük bir süreçte saçlarda ekim yapıldığı belli olmaktadır. Kabuklanmalar görülmektedir. Son yıkamanın ardından ekim belirtileri tamamen ortadan kalkmış olur. Ardından saçların uzaması beklenir.
SAÇ EKİMİ YÖNTEMLERİ
CHOI (DHI) SAÇ EKİMİ
SAFİR SAÇ EKİMİ
AĞRISIZ (İĞNESİZ) SAÇ EKİMİ
TIRAŞSIZ SAÇ EKİMİ
DONÖR BÖLGE
Direct hair implantation olarak adlandırılan DHI saç ekimi yöntemi gerek iyileşme süresinin kısalığı, gerekse tek seansta çok sayıda saç ekimi gerçekleştirebilme olanağı açısından en avantajlı yöntemlerden biri olarak kabul edilir. Deride bulunan saça ve sağlıklı köklere zarar vermeden saçsız bölgeleri yoğunlaştırarak kapatmayı hedefleyen bu yöntem sayesinde çok daha sık ve doğal görünüme sahip bir saç ekim işlemi gerçekleştirilir. İşlem öncesinde saç kökleri yüksek çözünürlüğe sahip görüntüleme cihazları ile detaylı olarak incelenir. Kişinin saç tipi, sağlıklı saç köklerinin durumu, mevcut saç sıklığı ve dökülme şiddeti, donör olarak belirlenen alanın özellikleri saptanır ve saç ekimi yapılacak bölgenin genel durumu detaylı olarak muayene edilir. Daha sonra kişiye en uygun olan saç ekimi tasarlanır ve lokal anestezi uygulamaları ile işlem başlatılır.
DHI saç ekimi yönteminde genellikle kişinin ense bölgesinden alınan saç kökleri tercih edilir. Son derece gelişmiş teknolojik cihazlardan biri olan mikromotor cihazı ile ense kökünde yer alan sağlıklı saç kökleri özenle çıkarılır. Daha sonra çıkarılan saç kökleri özel bir solüsyon içerisine konulur ve bu sayede her bir saç kökünün canlılığını koruması sağlanır. Verici bölgeden köklerin çıkarılması işlemi tamamlandıktan sonra saç ekiminin gerçekleştirileceği bölgeye anestezi uygulanır ve ekim işlemi başlatılır. DHI öncesinde kişiye uygun saç tasarımının yapılması son derece önemlidir. Bu sayede yeni saç kökleri, her bir saçın çıkış yönüne uygun şekilde yerleştirilir ve doğal saç yapısı korunmuş olur. Daha sonra mikro uçlar aracılığıyla güvenli bir şekilde çıkarılan sağlıklı kökler saç kaybının yaşandığı alanlara direkt olarak ekilmeye başlanır. Saç ekimi öncesi saçsız bölgede kanal açma gibi zorlu girişimlere gerek duyulmayan DHI yöntemi sayesinde hem başarılı sonuç için gereken seans sayısı azalır hem de işlem sonrası yara gibi doku hasarı görülmez, iyileşme süresi büyük oranda kısalır. Bu durum işlemden sonra saç ekimi yapılan bölgede enfeksiyon gelişme riskini de azalttığı için DHI yöntemi en güvenilir saç ekimi yöntemlerinden biri olarak kabul edilir. Bununla birlikte işlemden sonra pansuman ve özel bakım gerekliliği bulunmadığı için hastanın günlük yaşantısına hızlı şekilde dönmesi sağlanır. Pek çok açıdan avantajı bulunan bu yöntem sayesinde doğal görünümlü, güçlü ve sağlıklı saçlara kavuşmak; genetik veya stres gibi faktörlere bağlı olarak ortaya çıkan saç kaybı problemini tamamen kontrol altına almak mümkündür.
DHI saç ekimi uygulaması minimal de olsa invaziv bir girişim olduğundan uygulamanın steril ortamda yapılması son derece önemlidir. Uygun olmayan koşullarda gerçekleştirilen saç ekimi sonrasında saçlı deride enfeksiyon meydana gelebilir. Bu durum hem uygulamanın başarısını hem de kişinin sağlığını riske atan ciddi komplikasyonlardan biridir. Dolayısıyla saç ekimi uygulaması için güvenilir kliniklerin tercih edilmesi gerekir. Bununla birlikte saç ekimi işleminden sonra saçlı deride meydana gelen kızarıklık, hassasiyet, kaşıntı, kabuklanma gibi durumlar 1-2 hafta süresince normal kabul edilir. Bu semptomlar işlem uygulanan derinin sağlıklı iyileşme sürecinde görülen normal bulgulardır. Ancak iki haftayı geçkin süre boyunca devam eden kızarıklık ve hassasiyet durumları mevcut bir enfeksiyon tablosunun belirtisi olabilir.
Bunun yanı sıra saç ekimi operasyonlarında başarı oranı işlemi uygulayan klinisyenin deneyimi ile birlikte uygulama merkezinin donanımına bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Kullanılan cihazların yeterliliği, uygulamayı gerçekleştirecek olan klinisyenin deneyimi, mevcut teknik hakkında yeterli bilgi sahibi olup olmadığı gibi pek çok etken, DHI saç ekimi yönteminin başarısını doğrudan etkileyen önemli faktörlerdir. Bu nedenle saç kaybını durdurmak, kalıcı saç kaybı (kellik) durumunu kesin olarak çözüme ulaştırmak, son derece doğal görünüme sahip bir saçlı deriye sahip olmak, kısa seans sayısı ile hızlı şekilde çözüme ulaşmak ve enfeksiyon gibi komplikasyon risklerini en aza indirmek isteyen kişilerin DHI saç ekimi yöntemi için güvenilir merkezlere başvurması, alanında uzman klinisyenlerden oluşturulmuş ekipleri seçmeye özen göstermesi gerekir.
Ağrısız anestezi, bölgesel uyuşturma için kullanılan ilk birkaç iğnenin bile hissedilmemesini sağlayan özel bir işlemdir. Hızlı bir şekilde etkisini gösteren bu yöntem ile iğne hissinden hoşlanmayan hastalar dahi kolaylıkla saç ekimi yaptırabilir. Bu uygulama özel mezoterapi MPGUN tabanca ile yapılır.